18 Kasım 2011 Cuma

IŞIKLAR, EVLER, ŞEHİRLER...



İnsanı büyüleyebilecek bir manzara bu gördüğüm. Bir göle benzeyen ama asla göl olamayacak kadar büyüğüm diye haykıran deniz; etrafında ışıklardan renk renk takıyor küpelerini. Bir ucu avrupa diğer ucu anadolu.

Buradan bakınca çok değerli bir şeye baktığını fark etmeye daha başlamadan, içinde gurur ve büyüklük hislerinin görüyor insan. Sayısız renk var etrafta ve sayısız ışık. Her yer gecenin kaçı olduğuna aldırış etmeksizin kalabalık...

Yalnız değilsin istanbul. Hiç kendi haline bırakmaya niyetimiz yok seni. Her sokağında, çocuklarınla, eşkiyaların, öğretmenin, bankacın, zenginin, fakirin türlü türlü insanınla üzerindeyiz. Yapıyor yıkıyor ama hiç durmuyoruz. Anlayacağın rahat bırakacağımız yok seni...

Bir de memleketimde, köyümde bir ev var, bir sokak lambası onunda yanı başında... 3 katli bir ev. En üst katı çatı katı, hiç kullanılmadı, kir pas fare boku içinde. 2. kat ki benim en sevdiğim, uzun balkonundan dağları seyrederim. Alt katı en çok kullanılanı. Kim gitse orada yemeğini orada yaptı...

Düşünürüm işte acaba İstanbul mu öykunur ona, yoksa o mu İstanbul' a,  cevabını asla vermezler bana.

www.kisi-sel.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder