Herkes aynı yere baksa aynı şeyi görür mü? Herkes farklı gözlerle aynı yerlerde farklı şeyler görür. Neden başkalarını anlamakta bu kadar zorlanıyoruz sanıyorsun? küçük bir çöp kutusuna bakan biri karnını doyuracak bir şey var mı ( gerçekten var böyle insanlar ) diye aklından geçirip açlık hissederken bir diğeri çöpünü atacağı bir kutu diye bakıp, üzerindeki pislikten kurtulma hissini hissetmektedir.
İnsanlar en çok ergenlik çağlarında başkalarının gözüyle bakmakta; ama o da başkalarının başka olaylara bakışını değerlendirmek için değil kendilerinin nasıl algıladıklarını öğrenmek için. Kendi dış görünüşlerine ve ruh hallerine alışmaya çalışırken topluma karşı ne kadar absürd bir tutum içinde olup olamadıklarını anlamak için. Ergenleri bir kenara bırakalım kendi sorunlarıyla, peki ya yetişkinler? Başkasının gözleriyle bakmak geçer mi içinizden?
Empati, bir insanın, kendisini karşısındaki insanın yerine koyarak onun duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlamasıdır. Günümüzde "empati" denildiğinde akla Carl Rogers gelir. Bir kişinin kendisini karşısındaki kişinin yerine koyarak olaylara onun bakış açısıyla bakması, o kişinin duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlaması, hissetmesi ve bu durumu ona iletmesi sürecine "empati" adı verilir. Yani 3 aşamalı bir süreçtir empati. bunlar
1) Kişisnin kendisini karşısındaki kişinin yerine koyarak olaylara onun bakış açısıyla bakması.
Her insan dünyayı farklı algılar. Empatinin bu basamağında karşımızdaki kişi gibi dünyayı algılamamız gerekiyor. Onun gördüğü şekliylele görmeliyiz nesneleri, olayları.
2) O kişinin duygu ve düşüncelerini doğru olarak anlaması, hissetmesi.
burda bahsedilen iki durum var. Biri bilişsel olarak o kişinin düşüncelerini anlamak. Herhangi konudaki düşüncelerinin ne olduğunu bilebilmek. ikinci durum ise duyusaldır. O kişinin duygularını anlayabilmektir. Sadece düşüncelerini anlamak yetmez, aynı zamanda neler hissettiğini yani duygularını da anlamalıyız empati yapmış olmak için.
3) Anlayıp hissettiği duygu ve düşünceleri ona iletmesi.
Yani sadece karşımızdaki kişinin duygu ve düşüncelerini anlamak yetmez. Aynı zamanda bunu kendisine de anlatmamız gerekir. Araştırmalar empatinin bu basamağının yapılmakta çok zorlanılan basamağı olduğunu göstermiştir... Örneğin; Bir sıkıntımız olduğunda, bizimle konuşan kişi, dostça bir gülümsemeyle kolumuza dokunup sıkıntımızı sözelleştirirse, örneğin "son günlerde çok bunalmışsın" derse, rahatladığımızı hissedebiliriz...
Bu günlerde insanları anlamaya çalışıyorum, görüşlerdeyim bütün gözlerde.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder