22 Şubat 2011 Salı

Şehr-i Şahane ve Güzel Konakları

              

              Güzel şehrimin küçük oluşu hep şikayet konusu olmuştur hatta alay konusu bile olur bazen. Oysa her şehrin dokusu kendine özgüdür. Gümüşhane de öyle herkese göstermez yüzünü. Siz önce saçlarını görürsünüz, uzaktan belirir silueti, eğer yaşamazsanız içinde, inemezsiniz şehrimin kalbine.

               Son yıllarda konaklarına restorasyon yapıldı. Yol kenarlarında yeşillikler arasına saklanmış konakları, sizi daha şehrin merkezine gelmeden selamlamaya başlar. Batıdan gelenleri önce Balyemez konağı karşılar, sonra da San Konağı, Müze olan Karabiberler konağı, Ataç konağı, Aytaç konağı, Şair Şinasi Özdenoğlu konağı... Yapılan restorasyonlarla makyajı tazelendi şehrimin. Yabancılar bu evlere bakıp güzelmiş diyorlar. Aslında ben de çok seviyorum bu konakları çünkü en sevdiğim tip olan yüksek tavan ve geniş odalardan oluşuyorlar. Nerden mi biliyorum? Bazıları halen şahıslar tarafından kullanılıyor olsa da bir çoğu halka açıldı, kafe & restoran olarak kullanılıyor, üstelik asıl hali bozulmadan. Kişinin kütüphanesinde oturup kitaplarına bakarken bir yandan Türk kahveni yudumlayabilirsin. Dışarıda lapa lapa yağan karı izleyebilirsin. Peki ama biz o evlerde hiç yaşamayanlar olarak hep güzel şeyleri hayal ederken, o evlerde yaşamış olanlar ne acılar çekti? Hangi duvarları etraflarına çektiler, sevdiklerini yanlarında tutmak veya onları dışarıdakilerden korumak için?

               Mesela resimdeki san konağı. Çok iyi bir teyze yaşardı orada. En yakın arkadaşımın ailesiyle sürekli görüştüğü için tanırdım onu. Hem gururlu bir kadındı. Yalnız yaşadığını biliyordum. Bir gün intihar ettiği duyuldu. Gümüşhane de böyle bir şey daha önce hiç duymamıştım. Yaşlı bir kadın, kimbilir nelerin eksikliğini yaşadı, kimbilir hangi sıkıntılar onu bu duruma getirdi? Siz konağın önünden geçerken, bahçesine bakıp çocuklarınızın orada ne güzel oyunlar oynayacağını hayal edebilirsiniz? Bu güzel eve onlarca güzel anı armağan edebilirsiniz düşlerinizde. Peki ama gerçekler her zaman hayal dünyamızla aynı olur mu?

Hatırlayabildiklerim...



Birkaç ayda birçok şehirde duygularım tavan yaptı. Bazıları hiç görmediklerimdi bazıları çok sevdiklerim. Bazı şehirlerde çok canım yandı bazılarında hep aklım kaldı. Hatırlayabildiklerim mi?

18 Kasım-İstanbul dan Gümüşhane ye

Yaklaşan öğretmenler gününün kıskançlığı bir yana ayın sonu ne yapacağım diye düşünüyordum. Çünkü işi bırakmam lazımdı oysa ayın sonu salı gününe denk geliyordu ve ben öncesindeki cuma evimde olup işlerimi erkenden halletmenin peşindeydim. Biraz mutluydum memleketime gidiyorum diye tamam ama işimi devredip, aylardır nihayet alıştığım ortamdan uzağa gitmek koyuyordu da. Aylardır nihayet alıştığım şehri terk etmek dokunuyordu kanıma. Her şey yolunda gitti. Anlayışlı müdürüm izin verdi. uzun zamandır uzak kaldığım memleketim, alı al moru mor baştan aşağı bir sonbahar giyinmiş bekliyordu.

18 Aralık Hatay-Dörtyol

Pişmanlık ne demekmiş öğrendim. Hem kızgındım bu sürece beni itenlere hem pişmandım yaptığım bu tercihe. Tasarladığımdan çok daha kötüsüydü yaşadıklarım. İnanılır gibi değildi. Buna rağmen çevremdeki herkes bir yerlerinden tutunmuştu bu son yemek tablosuna. Bir benim yüzüm absürd duruyordu sanki masada. Her sabah düşen kum tanelerini sayıyordu kum saatim. Sabahları geçen günlerin azlığına boynunu büküyor, akşamlarıysa bir günü daha bitirmiş olmanın aydınlığına bakıyordu günebakan çiçeğim.

18 Ocak Osmaniye

Artık kesinleşti. Sadece 2 gün. Daha önce de yaşadım benzer bir operasyonu. İğne vuracaklar, uyuşacak. hissizleşeceğim. Her şey hallolacak. sağlıklı olacağım. Hem özgürlük. 1 gün bile bu kadar önemliyken burada. Girecek mutlaka yoluna.

18 şubat Gümüşhane

Yeniden yol gözüktü. Dönüş tarihi tam da bugün kesinleşti. Günler hiç bitmese diyordum bitiyor. Ben bu gelecek olan süreci ameliyat olmaya benzetiyorum. Ameliyat boyunca sıkıntı çekiyorsun sonrasındaki belli bir süre daha sürüyor sıkıntın ama sonra sağlıklı oluyorsun. Bu sefer ameliyat süresi biraz daha uzun gibi düşünmeliyim. Bu da gelecek bu da geçecek.  Sonrasında her şey çok ama çok güzel olacak.