19 Ocak 2012 Perşembe

Ömrümüzden Geçen Günler

TEKELİ

Yağmurlu bir son bahar günü adımımı attım Adana’ya. Havaalanına indiğimde, sırtımda çantam, cüzdanımda beni bir süre idare edebilecek kadar param ve birkaç tane telefon kartım vardı. Havaalanındaki telefondan evi arayıp; evdekilere, uçağımın sorunsuz iniş yaptığını ve en kısa zamanda onları tekrar arayacağımı söyledim. Telefonu kapattığımda tamamen yalnızdım. Daha önceden de yalnız kaldığım olmuştu, üniversitedeyken Trabzonda, Bankada çalıştığım zamanlar İstanbul' da. Hem de ne kadar bir başıma. Ama bu sefer farklıydı. Bu sefer içimde fırtınalar, kızgınlık, pişmanlık, mecburiyetin verdiği nefret ve bir çok duyguyla doluydum. İşte o an anladım ki, yalnızlık değil de, insanın sevdiklerinin desteğinden uzakta olması, acıtırmış canını. 

Adana da başladığım uzakta olmaya, Osmaniye ye geçerek devam ettim. Tekrar evi aramam biraz zaman aldı, biraz da yağmur altında ıslanmam gerekti teslim olduğum birlikteki telefonun yanında. Ertesi gün 1 aylığına eğitim almamız için Hatay/ Dörtyol a gönderildik. 1 Ay sonunda tekrar Osmaniye ve eğitim sonucunda askerliğimi yapacağım yer olan T tipi Cezaevine. Baya zor zamanlarım oldu. Hatırlamak istemediklerim hatta bazen hiç istemediğim halde aklıma bir gong sesi gibi çarpan anılar. Ama hepsi bitince, hepsi geçince insanın kendini daha da güçlü hissetmesi güzel bir duygu.



Birlikte askerlik yapmaya başladığımız arkadaşlarımızla tekrar memlekette buluştuğumuzda hepimiz aynı şeyi düşünüyorduk: “Sanki rüyadaydık da uyanmışız.” Artık güzel yanlarıyla hatırlamak istiyorum bende o günleri. Mesela askerlik yaptığım süre boyunca hep yanımda olan arkadaşım Yakup ŞAHİN’ i unutmamak isterim. “Ben başkasının pantolonunun ağını dikmeyi sevmiyorum ya bak bu son olsun daha dikmem” diyen ama hep yardımıma koşan Yakup’ u hatırlamak kesinlikle en doğrusu. Yemekhane de İngilizce çalıştığım sıralarda, defterimin yanında olmadığım bir sıra, defterime İngilizce bir şeyler karalayıp yüzümü güldüren, dertleşebildiğim, yardımlarını benden esirgemeyen arkadaşım Uğur TEKELİ de asla unutmayacaklarımdan. Gerçi Tekeli’ yi orada askerlik yapan kimsenin unutmayacağına eminim. Sadece kendi döneminde askerlik yapanlar değil herkesle iletişim kurardı. İsmini sayamadığım ama çok net hatırladığım bir sürü insan şimdi yurdun dört bir yanına dağılmış.

Ömrümüzden geçen günleri birer birer harcıyoruz işte; nefeslerimizin geride bıraktığı seda dost ağızlarda hep ıslatılır diye umarak. Ve ben bu yazıyı yıllar sonra okuduğumda da, görüşüyor olmayı umut ediyorum arkadaşlarımla. Umarım kötü anılarımın hepsi çabucak yok olur, umarım aklımda iyi anılarım daha da yer eder …