
"Birden anlamı değişiyor sayfaların, üstelik tek bir satır eklemeden bütün hikaye alt üst oluyor, biz hayatın makul çocuklarıyız, aşk hariç...... "
Diziler yıllar sonra tekrar tekrar açıp okuduğumuz romanlar gibi. Hani romanı okurken geçen zamanda, çevremizde gelişen olaylar romanın içeriğinden daha çok kalır ya aklımızda, dizilerde de aynı durum söz konusu.
Yeditepe istanbul'u ilk izlediğimde 9. sınıfta öğrenciydim. Neresinden katıldım yolculuğa, hangi bölümden başladım hatırlayamıyorum. Yıllar sonra tekrar buldum tekrar izledim. O yıllar etrafımda gelişen olaylar yeniden gelişecekmiş, sanki yarın sabah uyanıp heyecanla okula gidecekmişim, diziyi tartışacağız, eleştireceğiz, birbirmize anlatıp ne güzeldi diyecekmişiz gibi aynı heyecanla izledim. İlk bölümler daha çok özlem duydum o yıllara. Sonraları nelerin değiştiğini düşünüp durdum. Karakterler aynı, dizi aynı ama oğrendıklerim o yıllar öğrendiklerimden daha farklıydı.
Dizide yusuf'un da dediği gibi; makul çocuklarıyız hayatın. Çok fazla şey bekleyemiyoruz. Ne düşerse payımıza. Zorlamıyoruz, kabuğunu kıramıyoruz. Hayat ne derse o oluyor. Öyle ki, bazen biz fark etmeden mevsimler değişiyor. Daha gözümüzü açmadan gün bitiyor. Etrafımızda esen rüzgar şiddetlenirken güneşe kanıyoruz. Günler geçiyor bizlerde sadece değişime ve değişen herşeye ayak uydurmaya çalışıyoruz... Buna karşın aşk denilince akan suları durdurma gücünü bulabiliyoruz içimizde. Bir tek aşk için ısrarcı olabiliyoruz. Yetinmeyi bilmediğimiz, kabına sığamadığımız bir alan burası. Dizide yusuf'un da dediği; gibi makul çocuklarıyız hayatın ama aşk hariç.
www.kisi-sel.com