27 Nisan 2009 Pazartesi

KİŞİSEL BİR ŞEY

Kişisel bir şey değil bu
Yaşamak zor buralarda
Kimdendi bu yara diye
Kalbine sorduğunda
Gerçeği istiyorsan
Diyeceklerimi unuttum
Garip geliyor dostlar
İz bırakmadan kaybolunca
Bilirim geri gelmezler, ama
En güzel günleriydi onlar hayatımın
Bazen bir fısıltı çıkar
Bağırmaya çalışınca
Tek bir umut bile yok mu
İnsan geçmişle yaşayınca
Son kez inan yalan olsa da
Bazen bir rüya yeter
Kendimi kandırabilirim
İkimizde görürsek eğer....

5 hafta kaldı. Dünyam hızlı bir şekilde değişiyor.  Hep daha durağan bir hayatın peşinde koşarken ucurumlar boyu itiliveriyorum koşuşturmacalı bir hayata . Merhem olmuyor yarama zaman. Bugün 26 Nisan 2009, günlerden yorucu pazar, saatim 23:42. Ayaklarımda ağrılar halen geçmedi. garfie10

21 Nisan 2009 Salı

MAKUL ÇOCUKLARIYIZ HAYATIN

yeditepe

"Birden anlamı değişiyor sayfaların, üstelik tek bir satır eklemeden bütün hikaye alt üst oluyor, biz hayatın makul çocuklarıyız, aşk hariç...... "

Diziler yıllar sonra tekrar tekrar açıp okuduğumuz romanlar gibi. Hani romanı okurken geçen zamanda, çevremizde gelişen olaylar romanın içeriğinden daha çok kalır ya aklımızda, dizilerde de aynı durum söz konusu.

Yeditepe istanbul'u ilk izlediğimde 9. sınıfta öğrenciydim. Neresinden katıldım yolculuğa, hangi bölümden başladım hatırlayamıyorum. Yıllar sonra tekrar buldum tekrar izledim. O yıllar etrafımda gelişen olaylar yeniden gelişecekmiş, sanki yarın sabah uyanıp heyecanla okula gidecekmişim, diziyi tartışacağız, eleştireceğiz, birbirmize anlatıp ne güzeldi diyecekmişiz gibi aynı heyecanla izledim. İlk bölümler daha çok özlem duydum o yıllara. Sonraları nelerin değiştiğini düşünüp durdum. Karakterler aynı, dizi aynı ama oğrendıklerim o yıllar öğrendiklerimden daha farklıydı.

Dizide yusuf'un da dediği gibi; makul çocuklarıyız hayatın. Çok fazla şey bekleyemiyoruz. Ne düşerse payımıza. Zorlamıyoruz, kabuğunu kıramıyoruz. Hayat ne derse o oluyor. Öyle ki, bazen biz fark etmeden mevsimler değişiyor. Daha gözümüzü açmadan gün bitiyor. Etrafımızda esen rüzgar şiddetlenirken güneşe kanıyoruz. Günler geçiyor bizlerde sadece değişime ve değişen herşeye ayak uydurmaya çalışıyoruz... Buna karşın aşk denilince akan suları durdurma gücünü bulabiliyoruz içimizde. Bir tek aşk için ısrarcı olabiliyoruz. Yetinmeyi bilmediğimiz, kabına sığamadığımız bir alan burası.  Dizide yusuf'un da dediği; gibi makul çocuklarıyız hayatın ama aşk hariç.

www.kisi-sel.com

15 Nisan 2009 Çarşamba

NE EKMEK NE DE SU!

aşk

Bir savaşın iki farklı tarafıydık. Düştük aynı cepheye. Önce ben acıttım canını yoruldum, sonra sen acıttın canımı. Savaştık ha savaştık. Birbirimizin dışında hiçbirşey yokmuş gibi yaşadıkça yaşadık. Günler geçti birbirimizi anlamaya başladık. Şimdi öyle alıştık ki : NE EKMEK NE DE SU, SENSİZLİK KORKUSU...


www.kisi-sel.com





13 Nisan 2009 Pazartesi

DÜNYA BU GECE DURSANA!

konak ve biz

Hayat her gün daha kişisel bir kavgaya dönüşüyor. Günler geçtikçe iklimlerim sertleşiyor. Ama yılmak yok, herşeye rağmen madem başladık yaşamaya tadını çıkaracağız ;)

Ali nin geldiğini bahane ederek kaçtık o akşam. Birbirimizi bulduk, yola koyulduk. Önce balyemez konağına gittik, içerden gelen müzik açmadı bizi kapıdan geri çevirdi. Doğru özdenoğlu konağına...
Canlı müzik burada da vardı, ama alt kattaydık bu yüzden sanki bir radyo melodisi gibiydi bizim için. Kafa dinleyelim uzun zamandır konuşamıyoruz diye başladık muhabbete. Serkan da geldi. Herkes sırayla döktü incilerini. acıkmıştık :) hamburger, tost, cips vs...

Sonra biraz da fotoğraf çekilelim dedik...

dscn1535
dscn1543
dscn15800

Anılarımıza bir kaçamak gece daha ekledik. Herkes o gece kendi kişisel kavgasına mola verdi, hatta tadı öyle damağımızda kaldı ki bir kere daha yapalım dedik.

www.kisi-sel.com